Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bilimselliğin en önemli ölçütü, çalışmanın dizgeli bir şekilde yapılmasıdır. Amaç, mevcut değişmez bilgileri belli bir yöntemle kullanarak başka değişmez bilgiler ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Bu sayede genellenebilecek, sorun çözmede kullanılabilecek gerçek ya da gerçeğe yakın bilgi potansiyeli oluşturulur. Elde edilen bu değişmez bilgiler, başka sorunların çözümünde yeniden kullanılır.
Değişmez bilgiye ulaşmak için kullanılan her yöntem, her düşünce bilimseldir diyebiliriz. Bir olayın, bir olgunun, bir düşüncenin bilimselliğinden bahsedebilmemiz için de onun yasa olabilmesi için gerekli değişmezlik ölçütüne ne kadar uyup uymadığına bakarız. Yasalaşmış bilgiler zaten doğan olarak bilimseldir. Teorilerin bilimsel olabilmesi için, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğrulanabilmesi, kısmen de olsa içinde mevcut değişmezler barındırması gerekir. Teoriler kesin olarak kabul edilmiş gerçekler olmadığı için, her zaman tartışmaya açıktır ve zaman içinde tekrar tekrar doğrulanmaya gerek duyarlar.
Günümüzde, bilimde daha hızlı yol alabilmek için parça teorisi sistemini ortaya koymalıyız. Nedir bu parça teorisi? Teoriyi destekleyecek doğrulamalar, kesinlik kazanmamışsa ve genel olarak kabul göremiyorsa, o teorinin içindeki kesin değişmezleri yasalaştırabilmeliyiz. Bu aşamada,
1-mevcut teori kısmi olarak yasa olacak ya da,
2-yeni bir yasa ortaya çıkarılacak ya da,
3-mevcut teori terk edilecek ya da,
4-yeni bir teori ortaya çıkarılacaktır.
Bilimde son nokta teori değil, yasadır. Çünkü teoriler, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğrulanmış, kısmen kabul görmüş açıklamalardır. Gerçeklikleri kesinleşmediği sürece, teorilerin gelecekte bir gün “öyle sanılıyordu” ifadesiyle anılma ihtimalleri çok yüksektir.
Düşünsel olaylar, bizim fikirlerimizi, bilgilerimizi oluştururlar. Bilgileri, duyular yoluyla dış çevreden alırız. Örneğin: Karın beyaz, soğuk ve yumuşak olduğunu biliriz. Bunun böyle olduğunu daha önceden gözümüzle görmüş ve elimizle denemişizdir. Kar hakkında bizde bir düşünce (fikir) meydana gelmiştir.
Duygular, haz ve elem (üzüntü) ile beraber olan duygulardır. Bir kış sabahı yatağımızdan kalkınca çatıları, ağaçları, sokakları kaim bir kar tabakasıyla örtülmüş olduğunu görürüz. Bazı kimseler, bu manzarayı o kadar güzel ve çekici bulurlar, bundan o kadar hoşlanırlar ki, bu durumu saatlerce seyretseler, doyamazlar. Öte yandan fakir bir kimse ise, odunsuzluğu, kömürsüzlüğü, parasızlığı düşünerek karlı manzarayı görür görmez üzülür. Fakir adamın haline acımak da bir duygusal olaydır. İşte, haz ve elem ile beraber olan bu gibi durumlar duygularımızı gösterir.
Eylemsel olaylar, iradî olaylardır. İnsan, yalnız dıştan gelen etkileri almakla kalmaz, dışa da etki yapmak gücüne sahiptir. İnsan, kendisine yararlı olan şeyleri ister. Kendisini yağmurdan ve soğuktan korumak için giysi, konut yapar, kendisine gerekli olan besinleri arar, bulur. Kendini düşmanlardan korumak için türlü araçlar kullanır. İşte bunlar, hep birer eylem, yani irade ile ortaya çıkan fiil ve harekettir. Bunların nedeni iradedir.
Düşünme, eşyayı ve olayları birbiriyle karşılaştırmak, bunların birbirine uyan ve uymayan yönlerini bulmak ve aralarındaki benzerliklere veya farklara göre onları sınıflandırmak demektir. Duyu organlarımız aracılığıyla aldığımız sayısız algıları, karmakarışık bir durumdan kurtarıp onlardan benzer niteliklere sahip olanları birer bağ ile bağlıyarak demetler haline koymak, düşünme sayesinde mümkün olur.
Genel olarak düşünme, bir gerçeğe ulaşmak amacıyla, kavramlar, yargılar ve akıl yürütmeler yaparak ve çaba göstererek, analiz ve sentez yollarını izleyen bir zihin çalışmasıdır. Düşünme, ruhun en karışık ve aynı zamanda en yüksek bir çalışma alanı sayılır.
Kavramlar, yargılar, akıl yürütmeler bilimsel düşünmenin temel elemanlarıdır. Bu elemanlar, düşünme sayesinde, birleşik gayeler ve uzun zincirler oluştururlar. Örneğin: Bir geometri teoreminin ispatında birçok yargılar ve akıl yürütmeler birbiri ardı sıra dizilerek teoremin ispatı amacı güdülür.
Akıl yürütme başlıca iki yolda yapılır: 1 — Sentez 2 — Analiz Sentez yolu, özelden genele, parçadan bütüne, örneklerden kurallara, gözlem ve deneylerden yasalara doğru gidilen yoldur. Analiz yolu, genelden özele, bütünden parçaya, kurallardan örneklere, yasalardan, gözlem ve deneylere gidilen yoludur. Analiz, sentezin tersidir.
Tarih: 2013-11-06 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bilimsellik Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Değişmez bilgiye ulaşmak için kullanılan her yöntem, her düşünce bilimseldir diyebiliriz. Bir olayın, bir olgunun, bir düşüncenin bilimselliğinden bahsedebilmemiz için de onun yasa olabilmesi için gerekli değişmezlik ölçütüne ne kadar uyup uymadığına bakarız. Yasalaşmış bilgiler zaten doğan olarak bilimseldir. Teorilerin bilimsel olabilmesi için, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğrulanabilmesi, kısmen de olsa içinde mevcut değişmezler barındırması gerekir. Teoriler kesin olarak kabul edilmiş gerçekler olmadığı için, her zaman tartışmaya açıktır ve zaman içinde tekrar tekrar doğrulanmaya gerek duyarlar.
Günümüzde, bilimde daha hızlı yol alabilmek için parça teorisi sistemini ortaya koymalıyız. Nedir bu parça teorisi? Teoriyi destekleyecek doğrulamalar, kesinlik kazanmamışsa ve genel olarak kabul göremiyorsa, o teorinin içindeki kesin değişmezleri yasalaştırabilmeliyiz. Bu aşamada,
1-mevcut teori kısmi olarak yasa olacak ya da,
2-yeni bir yasa ortaya çıkarılacak ya da,
3-mevcut teori terk edilecek ya da,
4-yeni bir teori ortaya çıkarılacaktır.
Bilimde son nokta teori değil, yasadır. Çünkü teoriler, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğrulanmış, kısmen kabul görmüş açıklamalardır. Gerçeklikleri kesinleşmediği sürece, teorilerin gelecekte bir gün “öyle sanılıyordu” ifadesiyle anılma ihtimalleri çok yüksektir.
Bilimsel Düşünmenin Yapısı
Ruhsal olaylar üç kısımda görülür: 1 — Düşünsel 2 — Duygusal 3 — Eylemsel Düşünce ve duyguların bir arada eylemlere yönelmesi hayatımızın en önemli noktalarından biridir.Düşünsel olaylar, bizim fikirlerimizi, bilgilerimizi oluştururlar. Bilgileri, duyular yoluyla dış çevreden alırız. Örneğin: Karın beyaz, soğuk ve yumuşak olduğunu biliriz. Bunun böyle olduğunu daha önceden gözümüzle görmüş ve elimizle denemişizdir. Kar hakkında bizde bir düşünce (fikir) meydana gelmiştir.
Duygular, haz ve elem (üzüntü) ile beraber olan duygulardır. Bir kış sabahı yatağımızdan kalkınca çatıları, ağaçları, sokakları kaim bir kar tabakasıyla örtülmüş olduğunu görürüz. Bazı kimseler, bu manzarayı o kadar güzel ve çekici bulurlar, bundan o kadar hoşlanırlar ki, bu durumu saatlerce seyretseler, doyamazlar. Öte yandan fakir bir kimse ise, odunsuzluğu, kömürsüzlüğü, parasızlığı düşünerek karlı manzarayı görür görmez üzülür. Fakir adamın haline acımak da bir duygusal olaydır. İşte, haz ve elem ile beraber olan bu gibi durumlar duygularımızı gösterir.
Eylemsel olaylar, iradî olaylardır. İnsan, yalnız dıştan gelen etkileri almakla kalmaz, dışa da etki yapmak gücüne sahiptir. İnsan, kendisine yararlı olan şeyleri ister. Kendisini yağmurdan ve soğuktan korumak için giysi, konut yapar, kendisine gerekli olan besinleri arar, bulur. Kendini düşmanlardan korumak için türlü araçlar kullanır. İşte bunlar, hep birer eylem, yani irade ile ortaya çıkan fiil ve harekettir. Bunların nedeni iradedir.
Düşünme, eşyayı ve olayları birbiriyle karşılaştırmak, bunların birbirine uyan ve uymayan yönlerini bulmak ve aralarındaki benzerliklere veya farklara göre onları sınıflandırmak demektir. Duyu organlarımız aracılığıyla aldığımız sayısız algıları, karmakarışık bir durumdan kurtarıp onlardan benzer niteliklere sahip olanları birer bağ ile bağlıyarak demetler haline koymak, düşünme sayesinde mümkün olur.
Genel olarak düşünme, bir gerçeğe ulaşmak amacıyla, kavramlar, yargılar ve akıl yürütmeler yaparak ve çaba göstererek, analiz ve sentez yollarını izleyen bir zihin çalışmasıdır. Düşünme, ruhun en karışık ve aynı zamanda en yüksek bir çalışma alanı sayılır.
Kavramlar, yargılar, akıl yürütmeler bilimsel düşünmenin temel elemanlarıdır. Bu elemanlar, düşünme sayesinde, birleşik gayeler ve uzun zincirler oluştururlar. Örneğin: Bir geometri teoreminin ispatında birçok yargılar ve akıl yürütmeler birbiri ardı sıra dizilerek teoremin ispatı amacı güdülür.
Akıl Yürütme
Akıl yürütme başlıca iki yolda yapılır: 1 — Sentez 2 — Analiz Sentez yolu, özelden genele, parçadan bütüne, örneklerden kurallara, gözlem ve deneylerden yasalara doğru gidilen yoldur. Analiz yolu, genelden özele, bütünden parçaya, kurallardan örneklere, yasalardan, gözlem ve deneylere gidilen yoludur. Analiz, sentezin tersidir.
Tarih: 2013-11-06 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx